23 Mart 2015 Pazartesi

Bizim nur topu gibi 2 yaş sendromumuz ☺️

Evet .
Bizim de elbette her çocukta olduğu gibi 2 yaş sedromumuz olacaktı . Bundan kaçış yoktu. Ama bunu 'HENUZ ' yaşamamış bazı anneler, buna ben de dahilim,' 2 yaş sendromu diye bir şey yok bu söylenenler doğal çocuk tepkileri' ( bunu ben diyordum)  veya ' bazı anneler çocuklarının her dediklerini yaptıklarından o çocukların 2 yaş sendromu var ' gibi söylemlerde bulunuyorlar.
Hayır.
2 yaş geçiş dönemi ve bunun yarattığı sendromsal , çeşitli derecelerde öfke nöbetleri geçişleri her doğal çocukta görülmeli bence. Görülmemesi abes olur. Benim çocuğumda yok diyen çocuğunuyeterince gözlemlememiştir bence. Umursamıyordur veya.

Ben ne yaptım

Bizim de gece birden bire uyanarak rüyasında gördüğü bir şeyi hem anlatamayıp hem de tutturmalarımız oldu, veya gün içinde herhangi bir saatte geçirdiği anlamsız sinir tutulmaları gibi..
Ben işte o an durdum ve bu anlamsız öfkenin 2 yaş geçiş döneminden kaynaklandığını anladım, bazen öyle canımı sıktı ki sinirimden çaktırmadan ağlayışlarım da oldu.
Bazen kabul edelim benim gibi bazı annneler de çocuklarını sanki 2 yaşında değil de 20 yaşındaymış sanarak ondan gelen inatlaşmaları ve hırçın bazı hareketleri kırıcı görüp alınganlık ettiğimiz oluyordur. O an gözümden bir kaç yaş gelince diyorum ki hay allah ne için ağlıyorum sanki komik diyip içimden kendime kıs kıs gülüyorum. Bunu yaşayıp anlayabildiğim ve kendimi teselli edebildiğim için şanslıyım bence :)
Biz bu tarz durumlarda İzzet le ne yapsak isteğine karşılık veremediğimizi anlayınca onu güvenli olarak kendi haline bırakarak ( ağlar vaziyette ) sabır noktasında başka işlerle uğraştık. Daha sonra onu anladığımızı ifade eden bir iki kelime ile ve davranışla yaklaşmaya çalıştık eğer hazır ise kendisi zaten hemen uyumlu bir şekilde geliyordu hazır değilse yine kendi haline bırakıp Kendi kendimize şarkı söyledik veya başka bişeyle ilgilenip onu görmezden geldik.
Eninde sonunda modu değişiyordu. Bir anda yanımıza gelip ilgi istiyordu ancak daha anlatılabilir şekilde. Onun saniyelik durum değişimlerine uyum sağlıyorduk. Bu onun için ne kadar basitse bizler için biraz zor oluyor tabi. Saniyeler önce kriz ortamı varken birden bire sevgi yumağı ortamına ayak uydurmak epey bir tiyatral beceri gerektirebiliyor biz yetişkinler için :)
Gece tutan öfke nöbetlerinde ise eğer gerçekten yanıt veremediğimizi anlarsak yine onu yanımızda yatağımızda kendi haline bırakıp kısa bir süre bekleyip birden gökyüzündeki yıldızlara veya ay dedeye bakıp bununla ilgili şarkılar vs söylüyorduk. Ve bununla birlikte sevgi dolu bir kaç hitap ile yaklaşıyorduk ki gece mahmutluğunda rn çok ihtiyaç duyduğu şey bu olsa gerek diye düşünüyordum. Çoğu kez onun yerine koyup kendimi ihtiyaç hissetiği şeyi düşünerek yaklaştım.
Ses tonu bence çok önemli. Ortamdaki volum ne olursa olsun sizin volumunuz düşük olsun.
Yönetici admin sizsiniz o değil. Ortamda baskın olmak sesin daha yüksek çıkması veya büyük gövde gösterİsi olmamalıdır. Minimal hareketlere uyum sağlamaları daha kolay oluyor bu yaş çocuklarının. Bunu ona göre düşünüp kendi isteklerinizi ve olması gerekeni bu şekilde anlatmanız kolaylaşır,
Çocuklarımızın her dediği diye bir şey yoktur,
Onların her hareketi aslında bizizdir. Biz neysek çocugumuz da taa genlerine kadar o dur aslında. Onu doğru büyümeye göre yönlendirmek yol göstermek ve sadece gerekli oldugu noktada elini tutmak bence odaklanmayı gerektırır. Bunun ıcın evet cok sey yapmanıza gerek yoktur ancak az bişey de yapamazsınız buna hakkınız yoktur.
Çocuklarımıza her zaman hayır da diyemeyiz evet de. Bu bizim onu doğru yönlendirmemize göre şekil alır. Doğru yönlendirilmiş ve aile içi iletişimde başarıya ulaşmış bir çocuğa zaten çok fazla 'hayır' demenize gerek olmayacaktır :)

Sevgi ile büyüyen çocuklara ve nesillere..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder